Ana Sayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Mail 

     
   
   
YEMEKLER
Üye Girişi
En Çok Gezilenler
Kırmızı Mercimek Ezmesi Salatası
Bu leziz salatayı özel arkadaş menüsü için hazırlamıştım. Mercimek köftesine benzeyen bu salatayı denediğinizde vazgeçemeyeceğinizi düşünüyorum. Özellikle yoğurtlu sosu ile yaz..
Nişastalı Börek
Bu böreği bayram sabahı kahvaltı için misafirlerime yapmıştım. Sıcacık ikram edebilmek için sabah erkenden kalkıp yapmıştım. İkinci kez yapışımda yine misafirlerime, ama bu sefer...
Kağıt Kebabı
Bir yemek kağıda sarılıp, fırına girince bu kadar mı güzel olur? Bu kadar mı enfes kokar diyorum ve başka..
Bize Ulaşın
Aklınızda Bulunsun
Çekirdekten Ağaca Kirazın Öyküsü
20.6.2011 - 22:42

ÇEKİRDEKTEN AĞACA KİRAZIN ÖYKÜSÜ

“Kâinatın kendisi ve içindeki her şey devamlı bir değişim içinde. Mütemadiyen değişme içinde olması onun yaratılmış olduğuna en büyük delillerden birisi. Çünkü değişen sonradan olmuştur ve sonradan olan, onu yaratan bir Kudret’e ihtiyaç duyar. Gelişme şeklinde tezahür eden bu olayı genel olarak yaratılmışların tekâmülü olarak da nitelendirebiliriz. İşte kiraz ağacının yaşam öyküsü de bu tekâmül olgusunun örneklerinden birini oluşturuyor. Hani o dallarda adeta kulağa takılmış bir küpe gibi,  bahçeleri ise en alımlı haliyle süsleyen, güzelliği karşısında insanı tarifi imkânsız bir mutluluğun kapladığı o “kiraz ağacı” nın hikâyesi… Dinlemek ister misiniz? İnternetten bulduğum bu yazıyı “kırmızı başlıklı yazılar ekleyerek” biraz daha renklendirip paylaşmak istedim. Haydi, öyleyse çekirdekten ağaca benim zevkle okuduğum bu yazıyı, bu serüveni hep birlikte okuyalım. Ne dersiniz?”

“Yemyeşil ağaçların arasında yayla rüzgârla­rının okşadığı, soğuk pınarların beslediği kırmızı, dolgun ve parlak meyveleri olan bir kiraz ağacıyım ben. Yıllar önce yanımdaki ağaçtan var edildim.

Yeniden dirilişin remzi olan bir mevsimde geliştim. Yaratıcı, erkek organ polenlerinin dişi organla tozlaşması ve döllenme reaksiyonları ile tohumlarımızı yaratmış. Dallarımdaki tomurcukların, ilkbaharda çatlayarak açılması ve bölünür hücrelerden (meristem) erkek ve dişi organın yan yana oluşumuyla çiçeklenmem gerçekleşir.

Hücrelerimin bölünerek farklılaşması, bazı hormonlarımın (oksin, giberellin ve sitokinin) belli miktarlarda üretilmesi ile düzenlenmektedir. Çiçek sapıma bağlanmış yeşil çanak yapraklar içinde gelişen beyaz taç yapraklar, sıra sıra dizilerek erkek organın etrafını sarar.

Çiçeğin ortasında bulunan dişi organ da ayrı bir sanat eseridir. İlkbaharda bir gelin gibi süslenmiş dallarımda açan çiçeklerle birçok böcek, arı ve kuş türü beslenir.

Bal arısı ve polenlerin buluşması

“Gel zaman git zaman”

İlkbahar bütün güzelliği ile dağ ve ovaları kaplamıştı. Kiraz bahçelerinde hayata uyanışın ve var olmanın neşesi daha da iyi hissediliyordu. Kelebekler etrafımızda dönüyor, dudakları ile bal özlerimize tatlı tatlı dokunuyordu. Bal arıları taç yapraklarımızın ortasına dalışlar yapıyordu.

“İşte benim hikâyem dostlar böylesi bir anda başladı”

Hayat yolculuğum bir arının arka ayaklarındaki sepet tarzındaki cisimciklere tutunarak başladı. Polenlerim, bal arılarının arka bacaklarına takılabilecek mimaride yaratılmış. Tozlaşma neticesinde anterlerde (erkek organ) önce mayoz bölünme ile dört adet mikro spora sonra da endomitoz ile çiçek tozuna dönüştürüldüm. Çiçek tozlarım birçok canlı için şifalı ve faydalı besinleri ve ürememize vesile şifreleri taşır.

Çiçek tozlarım bir bal arısı tarafından keşfedilince, arı ile beraber birçok kiraz ağacının çiçeklerini ziyaret fırsatı buldum. Çevrede kekik, papatya ve gelincik gibi albenisi fazla çiçekler bulunmasına rağmen, bal arısının kiraz çiçeğini (yani beni) tercih etmesi manidardı. Bal arıları, kovanlarına sabahtan akşama kadar aynı tür bitkinin çiçeğinden bal özü ve polen taşıyordu. Bu arada arılar, polenlerin bir kısmını kondukları çiçeklere taşıyarak tozlaşmaya vesile oluyordu. Çiçeğin polenler ile tozlaşması, binlerce bitki türünün tohum ve meyve oluşturulabilmesi için önemliydi.

Kiraz ağaçlarındaki üretim

Bal arısından ayrılmamla dişi organın tepesindeki odacığa tutunmam bir oldu. Dişi organın tepesinden aşağıya doğru oluşan kanalda, hücremdeki besler (vejetatif) çekirdek eriyerek kayboldu. Bu sırada sitoplazmik enzimlerin de yardımı ile geniş bir yol açıldı. Diğer üretken çekirdeğim, mitoz bölünmeyle iki sperm çekirdeğine dönüştürüldü. Yeni oluşan bu iki çekirdeğin görevleri tohum üretimi için çok önemliydi.

Dişi çiçeğin yumurtalığına açılan bir tünelden içeriye aktarılarak farklı bir bölüme ulaştım. Sperm çekirdeklerimden biri, embriyo kesesinde polar çekirdeklerle birleşerek besin dokuya; diğer sperm çekirdeğim ise, tohum taslağında bekleyen yumurtayla birleşerek zigot denen bir hücreye dönüştürüldü. Zigot hücresinde ardı ardına meydana gelen mitoz bölünmeler ile nihayet embriyo hâline geldim. Embriyo dokularımdaki hücreler, çenek ve besin dokularından beslenerek gelişmeye devam etti. Bir yanda fotosentez faaliyetleri, bir yanda da topraktan akıp gelen sıvılar ile beslenerek büyüdüm.

“Hayatı yudumlarken”

Tohum taslağında gelişmeye başladım. İncecik iletim demetlerinden gelen sıvılardan beslenerek her gün biraz daha geliştim. Kloroplastlarımda gündüzleri früktoz, aminoasit, yağ asidi ve vitaminler gibi organik gıdalar sentezlenerek kırmızı bir meyveye dönüştürüldüm. Meyve kabuğumdaki hücrelerde bulunan yeşil kloroplastlar, uzun yaz günlerinde olgunlaşarak renk ve besin moleküllerinin bulunduğu kromoplast ve kırmızı likopinlere dönüştü.

Kırmızı kabuğumun altında depolanmış organik ve inorganik besinler canlılar için onarıcı, düzenleyici ve enerji verici özellikler ihtiva eder. Özellikle çocukların gelişiminde önemli faydalarım vardır. İnsanların metabolizmasında, kan yapımında, vücut organlarının gelişimi ve onarımında, derinin sağlıklı ve güzel gelişimi gibi birçok sentez reaksiyonlarında görev alırım.

Yuvadan ayrılış

“Yaşamdaki olgunluk dönemim-orta yaş”

Havaların iyice ısınmasıyla olgunlaşmaya başladım.

“Yaşamdaki olgunluğun zirvesi-yaşlılık”

Bir sabah kiraz toplayanların, tutunduğum dala dokunmasıyla toprağa düştüm. Akşama kadar fark edilip alınmayı bekledim.

“Sonla başlayan başlangıç döngüsü”

Güneş batarken, kiraz ağaçlarına verilen suyun tesiriyle toprağa gömülüverdim. "Çürüyüp yok olacağım." derken, çekirdeğimin su alıp şişmesi ve çatlaması ile yeniden varlık âlemine adım attım.

“Yaşam denen olgu”

 Embriyonik kök ve gövde gelişimi sonrası güneş ışınları arasında tekrar büyümeye başladım. Bir müddet sonra dallarım çiçeklendi. Etrafımda kuşlar, kelebekler ve bal arıları uçuşuyordu. Zamanla kiraz meyvelerinin arasında günlerim yeniden şenlendi.

Ali Uğuz

 

Bu haberi : 4557 kişi okudu.
Arkadaşına Gönder  Yazdır
İsminiz *
Başlık *
Yorumunuz *

 


harf daha yazabilirsiniz.
Onay Kodu:
Onay Kodu Doğrulama *
  

Ana Sayfa   |  Dua   |  Medya Köşesi   |  Videolar   |  Firmalar   |  Ziyaretçi Defteri
Herrenk.com:Pratik Bilgi, Sağlık, Yemek Tarifleri, Elişleri, El örgüsü, Eğitim, Ev yapımı ürünler, Çay Saati
© 2010 - www.herrenk.com Tüm Hakları Saklıdır. Sitenizde bağlantı linkleri verilip ve kaynak gösterilerek sitemizden alıntı yapılabilir.
WEB YAZILIM:TEKNODEVA Ankara Web Tasarım, Web Yazılım, web tasarım
Firmalar