
Hazreti Ömer diyor ki:
“Sizi bana yüklemiş olduğunuz emanetinize ortak olmanız için davet ediyorum. Çünkü ben ancak sizin gibi bir ferdim. Sizin benim arzuma tâbi olmanızı istemem.” ( Kitabu’l-Harac, İmam Ebu Yusuf)
Hazreti Ömer’in fetihleri zamanında, adalet ve insaf sınırı hiçbir zaman aşılmamıştır. Bir insanın hayatına kastetmek bir tarafa, bir ağaç bile kesilmemiştir. Çocuklarla ihtiyarlar her saldırıdan emindiler. Savaşa katılanlardan başka hiç kimse ile uğraşılmazdı.
Hiçbir Müslüman, düşmanının güvenini kötüye kullanmaz, verdiği sözden dönmezdi. Her kumandana şu emirler kesin şekilde tebliğ edilir, ona göre hareket edilirdi:
“Düşmanlarla dövüştüğünüz zaman zulüm yapmayınız. Kimsenin herhangi bir organını kesmeyiniz, çocuklara ilişmeyiniz.”(Kitabü’l Harac, s. 120)
“Zulüm ve baskı hükümetleri yerle bir eder” anlamında bir hakikat vardır. Zalim bir idarenin uzun zaman yaşayamayacağı görüşüne göre bu söz doğrudur. İskender ile Cengiz’in idareleri de bu yüzden yaşayamamıştır. Bununla birlikte zulüm ve baskı, halkı korkutmak ve önemli bir kısmını yok etmek, direnme vasıtalarını altüst ederek isyan ve ihtilala imkân bırakmadığı için hızlı fetihlere imkân sağlar. Cengiz gibi, Bühtünnasr gibi, Timur ve Nadir gibi bütün büyük fatihler aynı zamanda son derece zalimdiler.
Hâlbuki Hazreti Ömer’in idaresi döneminde, teslim olduktan sonra tekrar silaha başvurarak isyan edenler, geçmişte verdikleri taahhütleri yerine getirdikleri takdirde affedilirlerdi. Arbasus halkına bu şekilde davranılmıştır. Fakat üçüncü defa isyan ettiklerinde sürülmüşler; buna rağmen kendilerine sahip oldukları eşya ve arazi karşılığında tazminat ödenmişti. Hayber Yahudileri çevirdikleri entrikalar, kurdukları pusular ve suikastlar dolayısıyla sürüldüklerinde kendilerine, bıraktıkları her şey karşılığında tazminat verilmiştir. Bunların korkusuz ve emin bir şekilde hareket etmeleri için bütün tedbirler alınmış, başka bir yerde yerleştikten sonra onlardan bir yıl cizye alınmamıştır.
Hazreti Ömer’in kazandığı hayret verici zaferlere karşı, cihan tarihinin nice büyük fatihler gördüğünü söyleyenler, öncelikle Hazreti Ömer’in gösterdiği, duyguları idare etme, tutku ve arzuları kontrol ve kayıt altına alma, yenilenlere karşı son derece hoşgörü gösterme gibi sıfat ve meziyetleri göz önünde bulundurarak, o büyük fatihlerin de aynı şekilde hareket ettikleri takdirde bir karış yer fethedip fethedemeyeceklerini bir düşünsünler.
Ayrıca, İskender ile Cengiz ordularını bizzat kumanda ediyorlar ve bu şekilde kumandaları altında bulunan ordulara fedakârlık ve cesaret aşılıyorlardı.
Hazreti Ömer ise hiçbir defa askerlerini bizzat idare etmemiştir. Şüphesiz şevk ve heyecan ile ilham, sürükleyici kuvvetlerdir. Ancak, bunları kullanan rehber aynı meziyetlerle donanmış olursa o zaman bu sıfatlar tesir eder. Kazanılan zaferlere topluca bir bakış, bütün İslâm ordularının Hazret Ömer tarafından verilen emirler, düzenlenen planlar çerçevesinde hareket ettiklerini gösterir. Ordunun düzeni, bütün askeri işlerin güzel idaresi, Hazreti Ömer’in tam bir devlet adamı olmasından ileri gelmiştir.
Hazreti Ömer//İmam Şibli//Timaş yayınları//227-228. sayfalar

|