|
DOMATESLİ VE KAŞAR PEYNİRLİ PİŞİ
Mü’minlerin emîri Ebu Hafs Ömer ibni Hattab radıyallahu anh, Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:
“Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resul’üne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resul’üne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.”
.jpg)
Çoğu evlerimizde çocuklarımıza “Bismillah” ve “Elhamdülillah” demeyi öğretiyoruz. Ancak nimete şükretmeyi öğretiyor muyuz? “Yiyeceğin kadar al ve aldığını ye.” Kur’an’daki ifadesiyle
–Yiyiniz, içiniz ancak israf etmeyiniz. Çükü Allah müsrif edenleri sevmez... Düsturunu ne kadar uyguluyoruz. İsraf ahlakını yeterince ciddiye alıyor muyuz? Bu konu hakkında ciddi ciddi düşünelim, olur mu kardeşlerim. Çünkü Müslüman olmakla övünürken, bir Çinliden farkımızın olması gerekirken, maalesef israf ve müsriflik konusunda diğer inançtan olanlardan bir farkımız kalmıyor. Bu durum düşünülesi, sorgulanası bir durum diye düşünüyorum. Her gün temel gıdalardan ekmeğin tonlarcasının israf edildiği bir ülkede ve bir parça ekmek için yardım bekleyen milyonlarca insanın olduğu bir dünya da yaşıyoruz. Unutmayın hepimiz bir gün hesaba çekileceğiz. Sorgulanacağız. Sadece ibadetlerimizden değil, hayatımızın her alanına yansıtabildiğimiz ya da yansıtamadığımız ibadetlerimizden. Eğer yaptığımız ibadetler bizleri israftan, müsriflikten alıkoymuyorsa, vay halimize! Vay halimize! 
Çeşit çeşit tariflerin yer aldığı sayfamıza bakan kardeşlerim soframızda bir kuş sütü eksik oluyor sanabilirler. Hâlbuki mütevazı bir sofra her renk mutfağı sofrası. Çoğu zaman bir-iki çeşitle öğlen ve akşam yemeklerimizi geçiştirdiğimiz bir sofra. Peki, çeşit çeşit lezzetlerin olduğu sofralar olmuyor mu hiç. Oluyor tabii ki. Ancak bu daha çok kalabalık misafir geleceği zaman, misafirin durumuna göre oluyor.
.jpg)
Bugün mesela bu içi dolgulu pişinin yanına yoğurtlu mısırlı kuskus salatası yapmıştık. Bir de kiren şırası/şerbeti vardı. Maksat karın doyurmak olunca, inanın bir çeşitle bile insanın karnı doyuyor. Başında “Bismillah”, sonunda da “Elhamdülillah”  demeyi unutmadan. 
Pişi hamurunu çeşit çeşit hazırlamak mümkün. Mayalı pişi, mayasız pişi, karbonatlı pişi, kabartma tozlu pişi. Pişiye tava mayalısı diyenler de var. Eminim yurdumuzun her bölgesinde farklı isimlerle anılıyor ve elinin altında yoğurt, süt ya da su ne varsa onunla yapılıyor. Kimi zaman içi boş, kimi zaman da içi peynirli, kıymalı olarak. Tıpkı çiğ börek de sembusek de olduğu gibi. Tüm bu hamurların hepsinde temel hazırlık aynı ve pişirme yöntemi kızartılarak yapılıyor olması. Bugün sizlerle paylaşacağım domatesli ve peynirli pişi de hem lezzetli hem de doyurucu bir tarif. Yapımı zor gibi gözükse de oldukça kolay. Pişi ile pizza arası bir şey sanırım. Sizler de tadınca bakalım neye benzeteceksiniz?
Malzemeler:
1 su bardağı sulu kıvamlı yoğurt (yoğurdun kıvamı katı olursa unun miktarını etkiler)
½ su bardağı ılık su
1 tatlı kaşığı kuru maya
1 yemek kaşığı sıvıyağ
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
3,5-4 su bardağı un
Dolgulu Pişi İç Malzemesi:
Armut domates, kaşar peyniri rendesi
Kızartmak için; sıvıyağ
İçi Dolgulu Pişi Nasıl Yapılır?
Kuru mayayı ve toz şekeri hamur yoğurma kabı içerisine koyalım.
Üzerine ılık su ekleyelim ve kabın üzerini kapatalım.
Maya aktif hale gelip kabarınca, üzerine yoğurt, sıvıyağ ve tuzu ekleyelim.
Sıvıları karıştıralım.
Azar azar un ilavesiyle pişi hamurunu yoğuralım.
Kulak memesi yumuşaklığında, ele yapışmayan bir hamur elde edelim.
Hamurun üzerini kapatalım ve bu arada iç malzemesini hazırlayalım.
Erik ya da armut domates dediğimiz salçalık domates cinsini yuvarlak dilimler halinde doğrayalım. (Malum bu domates cinsi daha az sulu oluyor.)
Kaşar peynirini rendeleyelim ya da dilimleyebilirsiniz de.
.jpg)
Bu arada dinlenen hamuru dört bezeye keselim. Malum yaz mevsiminin son günlerini yaşadığımız şu günlerde havalar epey sıcak. Bu yüzden mayalanmasını beklemeye gerek yok. Hamur bir taraftan açarken diğer taraftan mayalanmaya devam ediyor.
Birinci hamur yumağını/bezeyi tezgâhın üzerine alalım. Diğerlerinin üzerinin kurumaması için bezle örtelim.
Tezgâh üzerine aldığımız yumağı/bezeyi un ve merdane yardımıyla yarım santim kalınlığında açalım. Çok ince açmayalım. Hamur kızartırken içindeki malzemeden dolayı caz cus cos! Patlayabilir. Burası önemli! 
Açtığımız hamurun üzerine su bardağı yardımıyla hafif izler yapalım. Ben henüz yeni aldığım kurabiye kalıplarını kullandım. Ancak bardak kullanmak daha işe yarar bir yöntem.
Yaptığımız bu izlerin üzerine bir dilim domates, domatesin üzerine kaşar peyniri rendesi ya da kaşar peyniri dilimi koyalım. Domatesle peynirin arasına sucuk dilimleri de koymanız mümkün. Mutfağınızın ekonomisine göre.
Bu açtığımız hamurun büyüklüğünde ikinci bir hamur açalım ve ilk hamurun üzerine kapatalım. Elimizle hafifçe bastıralım.
Klasik su bardağı yardımıyla, içli kısımları ortalayacak şekilde bastırarak keselim.
Kenarların kapandığından emin olalım. Kapanmayanları elimize alarak parmak uçlarımızla bastırarak kapatalım.
Hepsini bu şekilde keserek hazırladıktan sonra bez üzerine alarak tek tek yerleştirelim.
Diğer kalan hamuru da bu şekilde hazırlayalım.
Dolgulu pişileri kızgın yağa atıp arkalı önlü kızartalım.
.jpg)
Artan hamurların yarısını ben pişi hamurları kızartırken küçük kızım bu şekilde hazırladı. Diğer kalan yarısını da kalın olarak açıp küçük parçalara kesti. Bu şekilde sade olarak kızarttık.
Rabbim bu çeşit çeşit nimetlerin şükrünü eda edebilenlerden eylesin bizleri. Âmin…
AFİYET OLSUN....
MAVİŞ TEYZENİN PİŞİ TARİFİ
FACEBOOK HERRENKCOM MUTFAĞI
FACEBOOK HERRENK MUTFAĞI  |
