1 yaşındayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı,
Bütün gece ağlayıp, onu uyutmayarak teşekkür ettiniz.
2 yaşındayken size yürümeyi öğretti,
Size seslendiğinde ondan kaçarak teşekkür ettiniz.
3 yaşındayken size özenle yemek hazırladı,
Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz.
4 yaşındayken elinize rengârenk kalemler tutuşturdu,
Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz.
5 yaşındayken sizi cici kıyafetlerle süsledi,
Gördüğünüz ilk çamaşır birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.
6 yaşındayken okula kadar sizinle yürüdü,
Sokaklarda ‘Gitmeyeceğim !’ diye ağlayarak teşekkür ettiniz.
7 yaşındayken size bir top hediye etti,
Komşunun camını kırarak teşekkür ettiniz.
9 yaşındayken size piyano öğretmeni buldu,
Notaları bir gün bile çalmayarak teşekkür ettiniz.
10 yaşındayken doğum günü partilerinden dans derslerine kadar her yer sisi arabayla götürdü,
Arabadan fırlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz.
11 yaşındayken sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü,
“Sen bizimle oturma!” diyerek teşekkür etiniz.
12 yaşındayken zararlı televizyon programlarını seyretmenizi istemedi,
O evde değilken hepsini seyrederek teşekkür ettiniz.
15 yaşındayken sizi kampa gönderdi,
Bir kere bile aramayarak teşekkür ettiniz.
17 yaşındayken arkadaşınızla partiye gitmenize izin verdi,
Bir telefon bile etmeden sabaha karşı eve dönerek teşekkür ettiniz.
19 yaşındayken okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kampüse götürdü eşyalarınızı taşıdı,
Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz.
21 yaşındayken iş hayatı ve kariyerinizle ilgili bilgi vermek istedi,
“Ben senin gibi olmayacağım!” diyerek teşekkür ettiniz.
24 yaşındayken evlenmek istediniz çocukla tanışmak istedi,
“ Zamanını ben bilirim!” diyerek teşekkür ettiniz.
25 yaşındayken düğün masraflarınız karşıladı, sizin için hem mutlu oldu hem duygulandı,
Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.
30 yaşındayken size bebek bakımı hakkında bilgi vermek istedi,
“ Artık bu ilkel yöntemleri bırak!” diyerek teşekkür ettiniz.
40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı,
“Anne işim başımdan aşkın !” diyerek teşekkür ettiniz.
50 yaşındayken o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu,
Ona yaşlıların çocuk gibi yaşlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz.
Derken bir gün… O öldü.
O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi düştü.
|