Genç; çeşitli heyecansal durumlarda,
öfke, sevinç, keder, aşk, tutku, korku, endişe, coşku, sevgi, merhamet, şefkat gibi duyguları sık sık yaşayarak yüklü bir deney birikimine sahip olur. Eski kırıl kanlığını ve aşırı duyarlılığını, gençliğin ileri döneminde bir ölçüde yitirir. Olaylar karşısında eskiye oranla daha da yanıklı, daha hoşgörülü, daha soğukkanlı bir biçimde davranır. Bununla birlikte, heyecansal olgunluğa gençlik döneminde ulaşmış pek az kişi vardır. Heyecan olgunluğuna erişme eylemi, yaşamın sonuna değin sürer gider. Yaşlılarda genellikle, çocuklukta ki heyecansal duyarlılığa dönüş görülür.
Gençlik; öğrenim, meslek seçme ve iş sorumluluğu kazanma çağıdır. Çevre, belirli bir yaşa gelmiş gençten, artık bir iş edinmesini ve sorumluluk yüklenmesini bekler. Bu beklentisini, kendi değer yargıları yönünde yerine getirmesi için bireyi koşullandırır ve zorlar. Kimi zaman genç, kendi yetenek, istek ve eğilimlerinin bilincinde olarak yaşamına yön vermek ister. Ancak çevrenin kendisinden beklentileri, bazen onu kendi istekleri doğrultusunda değil de baskılar yönünde davranmaya sürükler. Genç, çevresel baskılara bazen uyum gösterir, bazen de karşı çıkar. Çevreden gelen etkilerle gencin eğiliminin bağdaşması, başarı için çok elverişli bir ortam hazırlar. Ancak iki karşıt eğilim arasında çatışma çıkarsa doğacak gerilim başarıyı güçleştirir. Olumlu olan seçimin; çevrenin önerileri, gencin istek ve eğilimleri göz önüne alınarak yapılması, gencin kendi özgür düşüncesi yönünde davranırken toplumsal değerleri dikkate almasıdır. Hiçbir işte tutunamayan sebatsız ve beceriksiz kişilerle, iş sorumluluğunu ilerleyen yaşlarına rağmen kazanamayanların pek çoğu, uzlaşmaz tutumlarının kurbanlarıdır.
|